Erich von Daniken’in “tanrıların arabaları” isimli kitabı ve belgesel filmini ile uzaylılar konusu tüm dünyada olduğu gibi bizdede fazlaca ses getirmiş.SES dergisi nisan 1974 sayısında sahne dünyasının ünlülerine bu konudaki fikirlerini sormuş…
Sevim Tuna : “Ben önceleri uçan daireler olabileceğine ihtimal vermiyordum.Fakat bu konuda okuduğum kitaplar fikirlerimi değiştirmeme sebep oldu..Biz aya gidiyoruz,uzayda laboratuvar kuruyoruz,Merih’e peyk gönderiyoruz da neden diğer dünyada yaşaması mümkün olan canlılar dünyaya gelmesinler…Ayrıca bu konuda bazı gözlemlerimde oldu…Bir gece Bebek’teki evimin terasında otururken gökyüzünde son derece parlak bir cismin hareket ettiğini gördüm.Sonra aniden hızlandı ve adalar yönünden Beykoz’a doğru geçti.Sonmra tekrargeldi ve Bebek üzerinde hareketsiz durdu daha sonra Levent taraflarında ışığı söndü…Ufoları merak eden herkese bulutsuz bir gecede gökyüzünü izlemelerini tavsiye ediyorum…Eğer iyi niyet ile hareket ederlerse uçan daireleri görebilirler….”
Gönül Akkor : “Uçan daireler mi? Elbette inanıyorum.Bugün aşırı bir materyalizm içinde olanlar ,sanırım yakın zamanda görüşlerini değiştirmek yeni inançlara yönelmek zorunda kalacaklardır.Bende birkaç defa gökyüzünde ufo olduğuna inandığım uçan cisimleri gökyüzünde gördüm…
Zeki Müren : “Ben Tanrıların Arabaları’ndan öncede ufolarla gelen varlıkların diğer gezegenlerde yaşayan canlıların elçileri olduğunu kabul ediyordum..Şimdi buna yüzde yüz inanıyorum…Onlar bizden önce davranmışlar anlaşılan..”
Türkan Şoray : Bu kitabı okuduktan sonra uçan dairelerin olabileceğine inanıyorum.Barışçı bir düzen içinde dünyamıza geldikleri inancındayım.Acaba onların sineması nasıldır ?”
Cüneyt Arkın : “İnsanlık sürekli bir aşama içinde…Bizde olan bu evrim, başka gezegenlerde niçin olmasın? Bence uçan daireler bir gerçektir ve dünyada yaşamakta olan canlılar için yararlı birtakım amaçlar taşımaktadır…”
Filiz Akın : “Ben bir türlü inanamıyorum.Belki görme arzusundan doğuyorbu ,ama birgün ispatlanırsa herhalde inanırım..Yalnız hiç kuşkusuz ilginç bir şey…”