Tvde7Gong dergisi 80 li yıllarda Aşık veysel’in ölüm yıldönümü nedeni ile üç önemli müzisyen ile sanatçının dünya görüşü üzerine röportaj yapar.İlk söz alan Fikret Kızılok şunları söylüyor:
“Aşık Veysel ,Ahmet Kutsi Tecer ve Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından hep sağcı olarak empoze edilmiştir.Ona yaklaştıkça ortanın solunda olduğunu keşfettik.Bu keşifde 1968 deki akımda ortaya çıkmıştır.Şimdide sağda gösteriliyor.Oysa Aşık Veysel’in ateist bir yaklaşımı vardır.Bektaşi yaklaşımları vardır.Eserlerinde Tanrıya ve topluma karşı bir kırgınlık olduğu görülür.”Yumma gözün kör gibi” bunun ilk akla gelen örneğidir.Ondaki aşkda kadın aşkı değildir.Şarkılarını seslendirenler bunu hep kadın aşkı gibi göstermişlerdir.Oysa o aşkı, toplumun yaşaması gereken beyaz bir nokta olarak gösterir.Entellerimiz o zaman değerlendiremedi ama felsefesinde Hint felsefesinin kişisel direnişleri vardır.Ateist olduğu çok kişi tarafından bilinmez .Ancak ben buna kanıt olarak yaşadığım bir olayı gösterebilirim.Sivrialan’a gitmiştik.Sivrialan deniz seviyesinden epey yüksekte.Ramazandı.Sofra kurdurmuş.Oturduk.Bizi Şarkışla’dan oraya götüren şöförüde buyur etti.Şöför niyetli olduğunu söyleyince “Artk yukardasın niyet aşağıda kaldı” dedi.”
Bu açıklamar ile ilgili fikri sorulan Barış Manço şunları söylüyor:
“Aynı sıkıntıyı bende çektim.Banada 10 yıl faşist dendi, 10 yıl komünist dendi.Bu ülkede bazı şeyler bilinmiyor.Kırmızıda durulur yeşilde geçilir.Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum, Türkiye’de herşey birbirine karıştırılıyor.”
Özdemir Erdoğan Aşık Veysel’in dünya görüşü ile ilgili şunları söylüyor:
“Sanatçı kendi çelişkilerinden doğan bir dünyayı savunan insandır.Temelinde eleştri vardır.Ben şimdi sağda yada solda olsam temelinde eleştri olduğu için mensup olduğum politik görüşede ters düşebilirim.Oysa iktidarların tarafsız sanatçılara ihtiyaçları vardır.Sanatçı ancak kendi hayat görüşü açısından eleştirir şu veya bu ideoloji açısından eleştirmez.bence Aşık Veysel böyle bir insandı.O gerçek bir vatanseverdi ve vatanseverliğinde din, dil , ırk ayrımı yapmamak olduğunu vurguluyordu.”